Turgut UYAR Terziler Geldiler
>> YOUR LINK HERE: ___ http://youtube.com/watch?v=dM6NO4OZrXE
Terziler geldiler. Kırılmış büyük şeylere benzeyen şeylerle • daha çok koyu renklere ve daha çok ilişkilere • Bir kenti korkutan ve utandıran şeylerle. • Kumaşlar bulundu ve uyuyan kediler okşandı. • Sonra sonsuz çalgısı sevinçsizliğin. • Çay içmeye gidenler vardı akşamüstü, • parklara gidenler de • Duruma uymak kısaltıyordu günlerini • artamayan eksilmeyen bir hüzünle.. • Yorgun ve solgundular, • kumaşları buldular, kenti doldurdular • O çelenk onbin yıllıktı, taşıyıp getirdiler • Ölülerini gömmüşlerdi, • kalabalıktılar, tozlarını silkmediler • Bütün caddeler boşaldı, herkes yol verdi, • Tanrıtanır kadınlar ve cumhuriyetçiler • piyangocular, çiçek satın alanlar, • balıkçılar ağlarını, paraketelerini, • ırıplarını, oltalarını • zokalarını, çevirmelerini • ve kepçelerini topladılar. • Sigaralarını yere atıp söndürdüler • sigara içenler. • Bir şey vardı ısınmaz kalın kumaşların altında, • kesip biçtiler • Patron çıkardılar, karşılaştırdılar, • Katlanılmaz bir uykunun sonunu kesip biçtiler • Şarkılara başladılar ölmüş olan bir at için • Makaslarını bırakmadılar • Bekleniyorlardı. • Ey artık ölmüş olan at! - dediler - • Ne güzeldi senin çılgınlığın, ne ulaşılırdı! • Sen açardın, • Otuzüçbin at türünün tek kaynağıydın sen! • Tüylerin karaparlaktı. Koşumların, • kokulu yağlarla ovulup parlatılan - • nasıl yakışırdı sağrılarına ve göke. • Göke bir ululuk katardı sonsuz biçimin, at! • Toynaklarını liflerle ovardık • Senin karaya boyanırdı koşuşun • Uyandırırdı bütün karaları ve denizleri. • Çılgın kişnemeni duyardık • sonsuzun yanıbaşından • Ne güzel gözlerin vardı Kara at! • Binlerce kişi, • çocuklar, kadınlar, erkekler görkemli yahut • darmadağın giysileriyle herkes • körler ve cüzzamlılar, • bütün kutsal kitaplar kalabalığı, • ermişler, kargışlılar ve günahlılar • gebe kadınlar, vâz edenler • ve dondurmacılar ve at cambazları ve • tecimenler ve kıralcılar ve gemicilerle • Tanrıtanımazlar ve tefeciler ve • yalvaçlar...- • ormanlardan ve kıyılardan ve kıraç yerlerden gelmiş • senin mutlu ovanı doldurup • haykırırlardı. • Büyük sesler içinde sen, geçerdin... • Terziler geldiler. Bu güneşler odaların dışındaydı artık. • Herkes titrek ve sabırsız, titrek ve sabırsız evlerinde • Gazeteler yazmadı, dükkânlar dönemindeydik • Yüzlerce odalarda yüzlerce terziler, • pencerelerini kapadılar • Parmakları uzun, kurusolgun yüzleri sararmış, • eskimiş durmaktan • Yitik saat köstekleri, • titrek ve sabırsız yorgun bacakları • Her şeylerine yön veren durmuşluğa olur dediler • Beğenip gülümsediler. • Ey artık ölmüş olan at! dediler • Senin eyerin ne güzeldi. • Dişi keçi derisinden, ofir altınıyla süslü • Nasıl yaraşırdı belinin soylu çukurluğuna • Seninle öteleri ansırdık. • Öteler, baklanın ve pancarın duyarlığı • Kedinin varlığı erişilmez kişilik • Güneşli bir damda • İçimizden gemiler kaldırırdın, • Suyunu büyük şölenlerle tazelerdik • Bayramımızdın. Kuburlukların • bütün kişniş ve badem doluydu. • Şimdi dar dünya • Ölümün büyük hızı kesildi. • Terziler geldiler. Ateş ve kan getirmediler. • Hüzünleri kan ve ateşti ama. Uğultulu bir şey • Ekspresler garlarda kaldı, ilâçlar çıldırdılar • Kenti bir baştan bir başa dolaştım, tıs yok • Bütün odalara dağıldılar. • Sürahiler tozlu, pabuçlar kurumuş • yerlerde kırpıntılar, • Oyulmuş yakalar, kolevlerinden arta kalanlar • vatka pamukları, verevine şeritler, kopçalar, • düğmeler, ilikler • iplik döküntüleri, kumaş parçaları, • karanlık akşamüstleri ve sabahlar, • dükkân tabelâları, kartvizitler... • Kasıklarına kadar çıkmış, • en ufak bir ölüm bile yok. • Tarafsız bir aşk çağlıyordu • onların solgunluğunda • Mutfaklarını kilitlediler, • büyük atsı giysiler kestiler, • Ey artık ölmüş olan at! dediler • Koşuşun büyütürdü dünyayı senin! • Sen nasıl da koşardın. • Biz güneyde yatardık, sen koşardın • Hangi at güzelse ondan da güzeldin • Kuyruğun parlak savruluşuyla bölerdi • bir karaya göğü • ve yüceltirdi, ince bezekli kuskununu. • Gemin güzel sesler çıkarırdı güzel • ağzında, • herkesi sevinçle haykırtan. • Başın yaraşırdı düşüncemize ve • gözlerine saygıyla bakardık... • Terziler geldiler. • Durgunluktu o dökük saçık giyindikleri • Yarım kalmışlardı. Tamamlanmadılar. • Toplu odalarını sevdiler. • Ölümü hüzünle geçmişlerdi, ateşe tapardılar. • Kent eşiklerindeydi, ağlayışını duydular • Kestiler, biçtiler, dikmediler ve gitmediler, • iğnelerine iplik geçirip beklediler; • Ey artık ölmüş olan at! dediler • En güzeli oydu işte, yüzünün • savaşla ilişkisi. • Boydanboya bir karşıkoyma, denge • ve istekli bir azalma. Onu bilirdik. • O ağaç senin kanınla beslenirdi, • hepimizi besleyen. • Bir ülkeyi yeniden yaratırdı şaşkınlığımız • senin karşında, • alışverişin, alfabenin, • iplik döküntülerinin ve • her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği... • • Turgut Uyar • (1927 - 1985) • Büyük Saat, S. 223-226 • #şiir #turgutuyar #atalaycangedik #edebiyat
#############################
