Allaha Mektup
>> YOUR LINK HERE: ___ http://youtube.com/watch?v=xLcsV6LwUd4
Elazığ Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesinde 1965 yılında vefat eden, ismi belirtilmeyen bir deliye ait olduğu zannedilen, gerçekte bir veliye ait olması kuvvetle muhtemel bir mektup! • Ben dünya küresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz Tımarhânesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sâkinlerinden; ismi önemsiz, cismi değersiz, çâresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, âhir deminde (son zamanında), misâfiri Azrail'i beklerken, başhekimlik üzerinden Hâkimler Hakimi'nin dergâh-ı ulûhiyetine (yüce katına) son arz-ı hâlimdir (dilekçemdir): • Ben gam (dert) deryasında, fakirlik vatanında, horluk ve rezillik kaftanıyla padişah yapılmışım. Meyvalardan dağdagana (çitlenbik), çalgılardan ney ile kemana kapılmışım. Benim yatağım akasya dikeninden, yorganım kirpi derisinden farksızdır. Kalbim Eichmann’ın (Hitler’in işkencesi Nazi Komutanı) fırını ve sahranan çöl fırtınasıdır. • Ruhum, âşık-ı Hüda Mahbub peresttir (Güzele tapandır). Lâkin aklım kaderin cilvesi ve tâlihin sillesiyle gurestir (gelgittir). Bana gelen derd ü gâmın kilosu beleştir. Nerde bir güzel varsa, bana karşı keleştir (yüz vermez, cesaretlidir). Bütün yiğitler de bana hep ters ve terestir (pezevenktir). Aylar geçti, tek temizliğim, gözyaşıyla ve kara toprakla aldığım teyemmüm abdestidir. Yâni, içtiğimiz kezzap suyu, mezemiz ise ateştir. • Ol Resul-i zîşan ve Sultan-ı dücihan (büyük şan sahibi olan Allah’ın Resulü ve iki âlemin sultanı), Cenâb-ı Allah’ın insanları dünya, dünyâyı ise insanlar için yarattığını; ruhları vücut için, vücutları ise ruhlar için yarattığını; erkekleri kadınlar, kadınları erkekler için yarattığını; Cenneti mü’min kullar, mü’min kulları da cennet için yarattığını; cehennemi inkârcılar ve münâfıklar, inkârcıları ve münâfıkları da cehennem için yarattığını, hadisleriyle haber vermiştir. • Peki acaba benim gibi meczup divâneleri (Allah aşkıyla aklını yitirmiş delileri) ne maksatla halk etmiştir? Bilen babayiğit, meydana çıkıp söylesin… Allah sana iman verdi sen tuğyan edersin (haddini aşarsın). O, in’am etti (ihtiyacın olanı sana emanet etti), sen küfran (nankörlük) edersin. O, ikram etti, sen inkar edersin. O, ihsan etti, sen isyan edersin. Bir de kalkıp bana deli divâne diye bühtan edersin! (ismimi karalarsın). • Bu söylediklerimin hepsi rûhumun içinde cenk etmektedir. Eğer dilekçemin cevâbı gelirse, bu manevralar sona erecektir. Şimdi adresimi arz ediyorum: Kur’ân’ı geldiği yere, yine Kur’ân’ı getiren geri taşısın. Mâdem ki ahkâmı ve ahlâkı kalmadı, Kur’ân’ın kâğıdı ve yazısı neye yarasın?! Tâki Hz. Muhammed Mehdi (A.S) gelince yeniden okunup yaşansın! • Yüceler yücesi Rabbim, Efendim! • Ey zerrelerden kürelere (atomlardan gezegenlere), yerlerden göklere bütün âlemlerin Rabbi!.. Ey cemâdî (cansızların), nebâtî, hayvânî, insânî, rûhânî ve nûrânî her şeyin ve herkesin yegâne sâhibi!… Ey iman ve şuur ehli kalplerin en yüce habibi!.. Ey dertli bedenlerin kederli gönüllerin ve yaralı yüreklerin tabibi!. Ben biçâre kulun ki; garipler garibi, hüzünlerin esiri, zulümlerin muzdaribi, öksüz, yetim ve sâhipsiz bir tımarhâne delisi… Ama kutsi muhabbet ve hasretinin divanesi!… Herkesi ve her şeyimi elimden aldın, ama sana sığındım; aşkına sarıldım, yegâne Sen kaldın!.. Yurdumdan yuvamdan, evimden barkımdan ayırdın; gurbete ve hasrete saldın, ama onları ararken Sana ulaştım, sevdâna daldım! Böylece fânî ve hayâlî görüntülerden kurtarıp hakikî tecelline mazhar kıldın. • Haktan saparak ve haddimi aşarak, haşa Sen’den, Burak bineği, Cebrail seyisi, Sidretül Münteha menzili, cümle mahlûkatın en şereflisi, Rahman’ın en mükemmel tecelli ve temsilcisi… Kâinatın fahri ebedîsi, âhir zaman Nebisi ve Mehdisi, Levh-i Mahfuzun (Kader projesinin) tercümânı ve tebliğcisi, Efendiler efendisi Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in mahbûbiyetini mi istedim?! • Hanif dinin üstâdı ve nice Nebilerin atası Hz. İbrahim’in haliliyetini, Hz. Süleyman’ın saltanat ve servetini, Hz. Musâ’nın celâdet ve cesâretini, Hz. İsa’nın ruhâniyetini mi istedim?! • Hz. Ebu Bekir Sıddık’ın yüksek fazilet ve kurbiyyetini, Hz. Ömer’ül Faruk’un dirâyet ve teslimiyetini, Hz. Osman’ı zinnûreynin asâlet ve sehavetini, Hz. Aliyyül Murtaza’nın ilim ve velâyetini mi istedim?! • Senden mülk ü hâkimiyet, şan ü şöhret, mal ü servet mi talep ettim? Senden vücûduma sıhhat ve âfiyet, aklıma ziya ve selâmet, hayâtıma huzur ve istikamet dilendimse, bunlar için de bin kere tevbe ettim! Çünkü Şeriat’ın iptal, tarîkatın ihmâl, hakikatın ihlâl ve mü’minlerin iğfal edildiği bir zillet ve rezâlet döneminde, bana akıl ve mükellefiyet verseydin, bu sâdece benim mesûliyet ve mahzûniyetimi ziyadeleştirecekti! • Yorum: Muhammed Şirin Öncelik ( / sadayisirin )
#############################
![](http://youtor.org/essay_main.png)